“Film izlemeK”


Film izlemek bir yaşam biçimidir..
İki saatlik bir serüvendir.. Ya da bütün geceyi bir festivale çevirmektir..
Film tiryakiliği geçici bir hastalık değildir.. Bıkılmaz ondan, vazgeçilmez..
En kötü filmleri gördüğünde bile emeğe saygı duymaktır.. Ve kötü bir film gördün diye vazgeçmeyip tekrar tekrar denemektir..
Film izlemek bir bağımlılıktır.. Belki de en güzel bağımlılık..
Binlerce kitabın, hocanın bize veremediği, öğretemediği bilgilerin kafamıza bir anda dank etmesidir..

Her gece uykusuz kalarak durmadan izlemektir.. Ertesi güne uyanamayıp pişman olmak aynı gece aynı eylemi yine gerçekleştirmektir..
Film izlemek, önce kendini kaybetmek sonra her karede yeniden bulmaktır..
Ödevler gecikir, azarlar yenir, sınavlarda çakılır ama yok filmlerden vazgeçilmez..
Bir seçim halidir film izlemek.. Kararsızlıktır.. Ki onca filmden hangisi en sevdiğindir söyleyemezsin hemen..
Kendini inkardır.. “Üzerine film tanımam” dediğin bir filmin üzerine yüzlercesini koymaktır..

Bitmeyen bir serüvendir film izlemek.. Ya da dedim ya bir yaşam biçimidir..
Benim hayatımın odağıdır.. Herkesin olsun istediğim bir kötü alışkanlıktır.. Sürekli tavsiye etmek, izletmek, misyoner olmaktır.. Sonra sevdiğin filmleri, aktörleri kıskanmaktır..
Filmler rüyalardır.. Gerçekleştiremediğimiz hayallerdir…
Gerçek hayattan kaçışımdır bazen.. Uyku yerine koyduğumdur.. Huzur bulduğumdur.. Küfredemeyişime yanmak yerine okkalı bir küfrün sahibinin yerini alışımdır bir filmde..
Hayattan daha gerçektir bazen.. Daha güzeldir bir an.. Başka bir an da en korkulu düşlerden daha korkunçtur..

En kederli zamanda, mutlu olduğumda, keşfetmeye hazır hissettiğimde ve her arayışta olduğumda ilk kapımdır..
Her biri bir psikologtur.. Hem de neredeyse bedava..
Bir arkadaşlığın başlangıcıdır.. Nadiren de bitişi..
Her başrol bir hayranlığa gebedir, adaydır.. Film bittiğinde de devam eder böylece..
Artık bütün filmler aynı, farklı bişey yapan yok dediğimizde şaşırmaya hazır olmaktır.. Hem bazen en sıradan konuyu bir başka filmle baş tacı yapmaktır..
Geceye kötü bir filmle başlasan da sabaha karşı izlediğin filme hayranlığından böyle bir yazı yazmaktır film izlemek..
İzleyelim, izlettirelim.. Film izlemek bir tutkudur.. Bitmez tükenmez.. Bitmesin de zaten.. 😉

Buradaki her kelime diziler için de geçerli tabi ki..

Biri – bugüN

Biri bugün üzgündür belki.. Hatta onca arkadaşı olmasına rağmen bunu paylaşabileceği kimse yoktur bu defa.. Ama içinde tutamayacak kadar büyüktür belki bu onun için ve taşmaya fazlasıyla meyillidir..

Belki ihtiyacı vardır şu an konuşmaya, biraz olsun içinden atmaya.. Dinleyecek kimse olmasa bile karşısında, akan suya anlatması gerekse bile sözcüklerle çıkarmaya, kusmaya feci bir ihtiyaç duyuyordur..

Anlamıştır artık buralarda yeri olmadığını.. Uzaklaşmak iyi gelecektir ama bir iki hafta, bir kaç ay değil en az bir yıl kaçmalıdır.. İnsanlardan -en yakınlarından- nefret edecektir belki kalırsa..

Bir saniye önce aklına gelen kararı sonraki saniye uygulamak iyi gelebilir belki.. Düşünmekten yorulmuştur.. Ani kararlar vermek ister bir kez olsun.. Sonu ölüm bile olsa yola çıkmak istiyordur belki.. Bi yerden başlamak..

Bunları anlatacak kimsesi yoktur belki şu an.. Belki hiç olmaz.. Çünkü derinlerde bir istektir bu onda hep.. Ara ara çıkar su yüzüne.. Geri yerine koymak, saklamak zorlar onu her seferinde..

Eli kolu bağlıdır belki şimdi.. Ama bilir, inanır ki bir gün… Bir gün gidecek.. Gideceği \ gidebileceği gün bir gün gelecektir.. Buna inanmazsa yaşayamaz, devam edemez zaten..

İçi öyle bunalıyordur ki ters yüz olup boşaltmak ister bir an içindekileri.. Burdan; bulunduğu, yaşadığı zamandan temelli kaçmak ister.. Kaçamaz..

Bugün biri mutsuzdur belki.. Sebebi “şu” diyemez sorsan.. Ama 24 saatin içindeki bir dakikada duymak istemediği bir söz duymuştur belki.. Herkes için basit onun için acı bir söz…

Hüzünlüdür belki biraz da.. Pişmandır ya da.. Neye olduğunu bile bilemez.. Düzeltmeye çalışsa da düzeltemez.. Hataları öyle geçmiştedir ki belki o kadar geriye gidemez..

Biri şiir yazma modundadır belki bugün.. Uzun bir zaman sonra ilk kez.. Ama bilir ki şu an yazacağı hiç bir şiir mutlu olmayacaktır.. Karamsarlıkla kaplı olacaktır diğerleri gibi.. O yüzden şiir de yazmaz.. Çünkü bir kez olsun mutlu bir şiiri olsun ister bu yüzden bekler o ana kadar.. İlhamın geleceği ana..

İlginçtir belki bu kişi.. Belki farklıdır diğer insanlardan.. Bilmiyorum belki de fazla sıradan.. İyi bir şey oldu mu yazmaz o anın tadını çıkarmakla meşgul olur.. Kötü bir şey olunca da paylaşmak, atmak, yıkmak gelir içinden.. Herkese de anlatamaz.. Kelimeler şekil değiştirir diye korkar.. Saklanır bir şeylerin arkasına öyle avunur..

Savunma mekanizması güçlüdür belki.. Saldırı pek ona göre değildir.. Susar kalır bazen derdinin büyüklüğünden.. Ama anlamaz ki kimse o zaman onu.. Adı “laf bulamadı, konuşamadı” olur..

Yazınca \ anlatınca rahatlarım zanneder belki biri.. Ama tüm sayfalar dolsa da içinden eksilmez derdi.. Bunu görür bir kat daha üzülür.. Bir kez daha görür hayatın acımasız tarafını..

Biri bugün küçük emrah modundadır belki.. Kaşlar hep çatık.. Her şey onu bulur bugün.. Bütün dertler onundur.. Ya da kendi derdini en büyüğü olarak görür..

Kendisi bile kendinden bıkar bugün.. İnsanlara hak verir bir an.. Ama sonra yine buğulanır görüşü.. Kendine acımaya başlar tekrar..

“Yalnızım” die şikayet eder bu kişi.. Ama hani kalabalıktan şikayetçiydi? Dengesizdir belki biraz.. Ve belki aradığı kişi onu buna rağmen sevmelidir..

Yok yok iflah olmaz bu BİRİ.. Ne aradığını bile bilmezken nasıl mutlu olabilir ki?

Ama hala bilir ki uzaklara yapacağı uzun bir yolculuk bir çok şeyi düzeltebilir..